R.; Jacoby’e göre, "Marksizmler arası hayati farklar teorik bir geri çekilmeyi teşvik eder.; Marksizmin formları farklı örnekler ya da durumlar olarak ele alındı, ama Marksizm değerlendirmeleri için sosyolojik incelemelere razı olmak veya genel yaklaşımlara teslim olmak için oldukça erken görünüyor.; " Batı Marksizmi (ve Avrupa Marksizmi) terimi Marksist terminolojiye -Ekim Devrimi’ni izleyen günlerde- 1920’lerin başında girdi.; Sosyoloji disiplininden oldukça derin bir biçimde etkilenen ve sosyolojiyle Marksizmi birbirine oldukça yakınlaştıran Batı Marksizmi, ilk teorik tezlerini Ekim Devrimi’ne meydan okuyan eleştirileriyle ortaya koydu.; Ve ‘kültür, sınıf bilinci ve öznellik kategorilerine özel dikkat göstererek Marx’ı yeniden okudular.; ’ Batı Marksizminin önde gelen teorisyenleri Lukacs, Korsch ve Gramsci’ydi.; Bu ünlü teorisyenlerin Marksizmi yeniden yorumlayan tezleri Sartre’ın varoluşçuluğu ve Frankfurt Okulu teorisyenlerinin elinde neredeyse saf felsefe ve sanat eleştirilerine dönüştü: Marksizm bir hümanizm ve bir kültür teorisi olarak tanımlandı.; İnsanlığın kurtuluşu toplumun içsel-kültürel gelişmesi bağlamında ele alındı.; L.; Althusser ise, Batı Marksizminin tezlerine, ‘Marksizm bir tarihselcilik olmadığı gibi anti-hümanizmdir de’ diye cevap veriyordu.; Bu nedenle Batı Marksizmini, bir coğrafyalar bütününde yaşayan düşünürlerin düşüncesi olarak değil fakat genç Marx’a ve Hegel sistematiğine geri dönerek Marksist epistemolojiye yönelttiği eleştiriyle tanımlamak daha doğru olacaktır.; R.; Jacoby, "Marksizm, ulusal ve coğrafi sınırların ötesindedir, ulusal ve coğrafi sınırlandırmalar Marksizmin tanımlanmasında zorluklar yaratır’ diyor.; "Bu kitap, Marksizmin eleştirel etkisini azaltan başarı ethosuna meydan okur: O zaferi nadiren tatmış olan Batı Marksizmini kurtarmaya çabalar.; Batı Marksizminin tarihi resmi bildiriler ve askeri bandolarla yankılanmaz; o Rosa Luxemburg’un katledilmesinin, Antonio Gramsci’nin mahpusluğunun, Karl Korsch’un sürgün edilmesinin, Frankfurt Okulunun kaçışının tarihi akıntıya karşı gelip bedelini ödeyen sayısız Marksistin kaderidir.; Ve kader anlam dolu bir sözcüktür.; Yenilgi, yenileni takdis etmez; o sadece diğer tarafın daha güçlü olduğunu belirtir.; Yenilgi gelecekteki zaferleri içerebilir.; Tam tersine, uzak zaferleri -zamanda ve uzayda- tekrarlamak için çabalar.; Sadece yenilgiler geçmişini edebileştirir.; "Bu yenilginin diyalektiği midir?"